2. Dünya Savaşı Döneminde Türkiye’nin Dış Politikası
Kasım 9, 2018II. Dünya Savaşı sırasında iki düşman grup ama üç farklı ideoloji (Faşizm, Komünizm ve Kapitalizm) birbirleriyle kıyasıya bir savaşa tutuşmuşlardı.
Türkiye birbirleriyle savaşan iki grup tarafından da II. Dünya Savaşı’nın içine çekilmek istendi. Türkiye uyguladığı dış politika sayesinde II. Dünya Savaşı’na girmemeyi başardı.
1 Eylül 1939’da Almanya’nın Polonya’yı işgali ile II. Dünya Savaşı fiilen başladı. Türkiye tarafsız olduğunu duyurdu. Kasım 1942’de savaşın seyri değişmeye başladı. Stalingrad’da Alman ilerleyişi durduruldu. Kuzey Afrika’da da Almanlar yenildi ve Müttefik kuvvetler İtalya’ya asker çıkardılar. Savaşın kısa sürede bitirilmesi için Müttefikler, Balkanlar üzerinden Almanya’ya yeni bir cephe açmak istediler. Ayrıca Kızıl Ordu’nun ve dolayısıyla komünizmin Doğu Avrupa’ya girmesini de önlemiş olacaklarını düşünüyorlardı. Bunun için Türkiye’nin savaşa girmeye ikna edilmesi gerekiyordu.
İngiltere Başbakanı gizlice Adana’ya gelerek Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile görüştü (30 Ocak 1943). Aralık ayında da ABD Başkanı ve İngiltere Başbakanı ile İsmet İnönü arasında Kahire Görüşmeleri oldu. İsmet İnönü, Türk ordusunun asker ve malzeme yetersizliğini öne sürerek Türkiye’yi savaşa sokmak yerine zaman kazanmayı tercih etti.
Şubat 1945’te toplanan Yalta Konferansı’nda savaştan sonra kurulacak olan dünya sisteminin nitelikleri belirlendi. Bu sistemi yürütecek uluslararası bir örgütün kurulması kararı (Birleşmiş Milletler) alındı. 1 Mart 1945’te kadar Almanya ve müttefiklerine savaş ilan edecek devletlerin de kurucu üyeliğe alınacağı açıklandı. Türkiye de bu gelişmeler üzerine 23 Şubat 1945’te Almanya’ya savaş ilan etti.