2. Dünya Savaşı Sonrasında Türkiye’de Siyasi Hayat
Kasım 9, 2018Cumhuriyet’in ilk yıllarında çok partili siyasi hayata geçiş denemeleri yapıldı. Fakat bu denemeler başarılı olamadı.
1924’te kurulan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, kısa bir süre sonra İstiklal Mahkemesi tarafından kapatıldı. Atatürk’ün önerisiyle Fethi Bey’in 1930’da kurduğu Serbest Cumhuriyet Fırkası, yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle kısa bir süre sonra kendisini feshetmek zorunda kaldı.
Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kapanmasından sonra çok partili siyasi hayata geçiş denemelerine ara verildi. 1946’ya kadar meclisteki tek parti olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), 1950’ye kadar iktidarını sürdürdü.
II. Dünya Savaşı’nı demokrasiyle yönetilen ABD, İngiltere ve Fransa’nın başını çektiği ülkeler kazandı. Türkiye’nin de bu blok içerisinde yer almak istemesi ve demokrasiye verdiği önem, çok partili sisteme geçişi hızlandırdı. Birleşmiş Milletler Teşkilatının kuruluşu için 1945’te San Francisco’da (San Fransisko) toplanan konferansa katılan Türk heyeti, tek partili yönetime son verilmesi ve CHP dışında da siyasi partilerin kurulması gerektiğinin açıklamasını yaptı.
Çok Partili Siyasal Düzene Geçilmesi Yorumları
Yaşanan gelişmelerle beraber çok partili siyasal düzene geçilmesini Cumhurbaşkanı İsmet İnönü: “Tek partili sisteme son verme zamanı gelmiştir.” diyerek bu düşüncesini ortaya koydu. İsmet İnönü, 19 Mayıs 1945’te Spor ve Gençlik Bayramı’ndaki konuşmasında: “Harp zamanlarının ihtiyatlı tedbirlere lüzum gösteren darlıkları kalktıkça, memleketin siyaset ve fikir hayatında demokrasi prensipleri daha geniş ölçüde hüküm sürecektir.
En büyük demokrasi kurumumuz olan TBMM, ilk günden itibaren idareyi ele almış ve memleketi demokrasi yolunda sürekli olarak ilerletmiştir.” sözleriyle demokrasi ilkelerinin daha geniş bir şekilde uygulanacağını belirtti. İnönü yaptığı konuşmalarında demokratik sistemdeki en önemli eksikliğin muhalefet partisinin olmamasından kaynaklandığını sıkça dile getirdi.
Çok partili siyasi sisteme geçişi sağlayan süreç Dörtlü Takrir (önerge) ile başladı. Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan tarafından imzalanan önerge, 7 Haziran 1945’te meclis başkanlığına verildi.
Önerge, meclise dahi taşınmadan parti grubunda görüşülüp reddedildi (12 Haziran 1945). Dörtlü Takrir sahipleri tarafından mecliste başlatılan tartışmalar sürerken 18 Temmuz 1945’te iş adamı Nuri Demirağ öncülüğünde Millî Kalkınma Partisi (MKP) kuruldu. II. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulmuş olan ilk muhalefet partisi MKP, siyasi hayatta çok fazla etkin olamadı.
Adnan Menderes ve Fuad Köprülü, basın üzerinden de CHP’ye yönelik muhalif tavırlarını sürdürmeleri üzerine partiden ihraç edildiler. Arkadaşlarının partiden çıkarılma kararını eleştiren Refik Koraltan da partiden uzaklaştırıldı. Celal Bayar ise önce milletvekilliğinden daha sonra da partiden istifa etti. Bu gelişmelerin ardından Demokrat Partinin temelini atacak olan isimler belli oldu ve 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti (DP) kuruldu.