Aristoteles’in Devlet Felsefesi
Aralık 3, 2020Aristoteles felsefesi yaşadığı çağın bütün bilgisini kucaklayan bir sistemdir; doğruluk sevgisinin, kavrayıcı, eleştirici bir zekanın oluşturduğu bir bilim yapısıdır.
Platon felsefesinde doğa biliminin yeri azdır. Aristoteles’te ise bütün Yunan bilimi âdeta canlı bir bütün olmuştur.
Aristoteles Devlet Anlayışı
Aristoteles’in devlet felsefesi ise ahlak felsefesiyle ilişkilidir. Aristoteles, devletin hangi yapıda olduğunu, devletin kurulma nedenlerini Politika adlı eserinde şöyle açıklar:
“Kendi gözlemlerimiz bize her devletin iyi bir amaçla kurulmuş bir topluluk olduğunu gösterir. İyi diyorum, çünkü bütün insanlar yaşamlarında iyi saydıkları şeyi elde etmeye çalışırlar. Öyleyse bütün toplulukların en üstünü ve hepsini kapsayanı da, ‘en yüksek iyi’yi amaç edinecektir. Bu bizim devlet dediğimiz topluluktur ve o topluluk türüne de siyasal diyoruz”
Buradan anlaşılıyorki Aristoteles’e göre devlet,‘en yüksek iyi’yi amaçlayan ve aynı zamanda soylu eylemlerde bulunabilmek için kurulmuş, kendi kendini yöneten bağımsız bir siyasal topluluktur.
Devlet hayatın zorunlu ihtiyaçlarından doğmuştur. Aristoteles bu durumu kendi ifadesiyle özetlemiştir. “İnsan tabiattan siyasi bir hayvandır.” Bundan dolayı insanlar birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılama gibi maddi kaygılardan uzak olarak da birlikte yaşama gereksinimi duymuşlardır.
Devlet birey olmadan oluşacak bir yapı değildir. Aristoteles bu noktada devletin varolma nedenini insanların birlikte yaşama zorunluluğundan ibaret görüyor. İnsanların toplumsal bir varlık olma noktasından hareket edersek mutluluğu elde etme tam da böyle bir ilişkiden ve birliktelikten ortaya çıkar.
Aristoteles yurttaş kavramını esas alarak da şöyle bir devlet tanımlaması yapar: Devlet, yurttaşların bir anayasa içinde birleşmeleri demektir. Yurttaşların anayasası (hükümet şekli) değiştiği zaman devlette değişmiş olur. Yurttaşların hedefi de öğelerini oluşturdukları anayasanın güvenliğidir.79 Düşünür burada hükümet şeklinin bir devlet için ne kadar önemli olduğuna dikkat çeker. Çünkü her yönetim şekli kendi ilkeleriyle bir devlet yapısı ortaya çıkarır.
Aristoteles’in devletinde bireyler aileyi oluşturur. Ailelerin birleşmesiyle de köyler meydana gelir. Bu birliktelikler de ‘günlük gereksinimler’ dışında bir amaç güdülür. Aristoteles böylece devletin oluşması için yapı taşlarını küçükten büyüğe doğru bir araya getiriyor.
Devletin oluşmasını bir süreç olarak ele alıyor. İlk süreç olarak ailelerin birleşmesiyle ortaya çıkan köyleri gösterir. “Son birlik çeşitli köylerden oluşan şehir ya da devlet (polis) tir. Bununla hemen her bakımdan süreç tamamlanmıştır; kendi kendine yeterliğe erişilmiş ve böylelikle, yaşamın kendisini sağlamak için başlamışken, şimdi iyi yaşamı sağlayabilecek bir duruma gelmiştir.”
Aristoteles, devletin bir varlık olarak yapısını şöyle belirtir: İçinden çıktığı daha eski topluluklar nasıl doğalsa, şehir devleti de öylece yetkinlikle doğal bir topluluk biçimidir. İnsan, ev, aile, her şey ‘o’ olmayı’ (kendi doğasına erişmeyi) amaçlar. Bundan devletin doğada varolan şeyler sınıfına girdiği sonucu çıkar.
Eski Yunan’da, dar olanaklı ve ekonomik bakımdan kendine kapalı şehir devletleri (polis) vardı ve bunlara devlet sözcüğüyle aynı anlamı karşılayan ‘site’ denirdi. Aristoteles’te ‘Polis’ sözü hem devlet hem de devletin ülkesi anlamında kullanılır.
Kaynak: PLATON VE ARİSTOTELES’İN DEVLET ANLAYIŞLARININ KARŞILAŞTIRILMASI – Erol BAYOĞLU