Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler
Ekim 22, 2018Rum, Ermeni ve Museviler tarafından kurulan bu cemiyetlerin ortak amacı, dağılan Osmanlı İmparatorluğu topraklarından pay almak ve kendi devletlerini kurmaktı. Bu amaçları doğrultusunda Wilson İlkeleri’nin 12. Maddesi’nden yararlanmak arzusuyla bulundukları bölgelerde nüfusça çoğunlukta oldukları iddiasında bulunuyorlar hatta sahte nüfus kayıtları düzenlemekten de çekinmiyorlardı.
Kurdukları ve destekledikleri Rum ve Ermeni çeteleri ile bölge halkını göçe zorluyorlardı. İtilaf Devletleri’yle işbirliği yaparak, çıkardıkları kargaşa ve isyanlarla da yeni işgallere bahane yaratacak zemin hazırlayıp Osmanlı Devleti’ni zor durumda bırakmayı planlıyorlardı. Bu cemiyetlerin başlıcaları şunlardır:
Özet Konu Başlıkları
Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler
Mavri Mira
Megali İdea (Büyük Ülkü) amacıyla hareket ediyordu. Ana hedefi Bizans İmparatorluğu sınırlarına yeniden ulaştırmaktı. İstanbul’da Patrikhaneye bağlı olarak çalışıyordu. Yunan Kızılhaçı, Göçmenler Cemiyeti ve Rum İzcilik Okulu tarafından destekleniyordu. Görünüşte göçmenlere yardımda bulunmak gibi insani bir görev yapan bu kuruluşlar, perde arkasında çetelere her türlü yardımda bulunuyordu.
Etniki Eterya
1821’de Filiki Eterya adıyla Yunan isyanını Patrikhane ile birlikte çıkaran cemiyettir. Daha sonra Etniki Eterya adını almıştır. Ateşkes Anlaşması Dönemi’nde Batı Anadolu’da Rum nüfusunun artırılması ve Trabzon dolaylarında Pontus Rum Devleti’nin kurulması için çalışmıştır.
Pontus Rum Cemiyeti
Cemiyetin asıl amacı, Karadeniz Bölgesi’nde Samsun merkez olmak üzere bir Pontus Rum Devleti kurmaktı. Bu doğrultuda kurdukları çetelerle Türk köylerini basarak Türklerin göç etmelerine neden olmak ve Yunanistan’dan göçmen getirterek bölgede nüfus çoğunluğunu elde etmek amacındaydılar. Doğu Karadeniz kıyılarında bir Pontus Devleti kurulması düşüncesi, Yunanistan’ın bağımsızlığını elde ettiği yıllara kadar gitmektedir. Yunan Megali İdeası’nın (Büyük Ülkü) hedeflerinden biridir.
Doğu Karadeniz Bölgesi’nin ne tarihî ne de sosyal yapısı bakımından Yunanistan ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. Bölgede ilk kurulan Pontus Krallığı (MÖ 301-64) ile IV. Haçlı Seferi sonrası yine o bölgede kurulan Trabzon Rum Devleti’nin (1207-1461) Yunanistan ile ilgisi yoktur.
Misyonerlik faaliyetleri de yürüten Merzifon Amerikan Kolejinin etkisiyle 1904’te Pontus Cemiyeti kuruldu. I. Dünya Savaşı’nın çıkması bölgedeki Rumları harekete geçirdi. Osmanlı ordusundan firar eden Rumlar, çeteler kurarak Türk askeri ile çatışmalara girdi. Ruslar, Rum çetelerinin de yardımıyla Trabzon başta olmak üzere Karadeniz Bölgesi’nin bir kısmını işgal ettiler. İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi ve ona bağlı kiliseler, Pontus Devleti kurma girişimine hız verdiler. Karadeniz Bölgesi’ndeki kiliseler ve Rum okulları, cemiyet üyelerinin toplanma yeri ve silah deposu hâline geldi. Amasya Metropoliti Germanos ile Trabzon Metropoliti Hrisantos, çetelere cesaret verip Pontus Devleti’nin kurulması düşüncesini uluslararası kuruluşlar önünde savundular.
1917’de ortaya çıkan ihtilal sonunda, Çarlık Rusyası’nın yıkılarak Sovyet Rusya’nın kurulması üzerine, Rus ordusu Karadeniz Bölgesi’nden çekildi. İstanbul Hükûmeti bölgede yeniden hâkimiyeti sağladı.
Mondros Ateşkes Anlaşması’nın imzalanmasından sonra Karadeniz Bölgesi’ndeki Rumlar, Yunanistan’ın ve İtilaf Devletleri’nin kışkırtmaları ve yardımlarıyla yeniden faaliyete geçtiler. Bir yandan yapılan göçlerle bölgedeki Rum nüfus artırılmaya çalışılırken, Rum çeteleri de Türk köylerine saldırarak onları yaşadıkları bölgeden göçe zorluyorlardı.
Pontus Meselesi
Pontus çetelerinin bölgede karışıklık çıkarma amaçları, Mondros Ateşkes Anlaşması’nın 7. Madde’sine göre bölgenin İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmesini sağlamaktı. İşgal gerçekleşirse Pontus çeteleri, daha rahat hareket edebilecekler ve nihai amaçları olan Pontus Devleti’ni kurabileceklerdi. Bu olumsuz gelişmelerin yanı sıra, Pontus çetelerinin Karadeniz Bölgesi’nde yaptığı eylemler, Mustafa Kemal’in Samsun’a müfettiş olarak gönderilmesine ve Millî Mücadele’nin başlamasına da zemin hazırlamıştır.
Millî Mücadele’nin başlangıcında, Pontus çeteleri ile savaşacak yeterli kuvvet olmadığından bu çetelerin üzerlerine yeteri kadar gidilemedi. BMM Hükûmeti ancak 9 Aralık 1920’de “Merkez Ordusu” adı altında yeni bir ordu kurduktan sonra, Pontus çetelerine karşı etkili bir mücadeleye girebildi. Pontusçuluk faaliyetlerine karışan din adamları sınır dışı edildi, bir kısmı ise İstiklal Mahkemelerinde yargılandı. Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan nüfus mübadelesi sonucunda Rumların Anadolu’yu terk etmesi ile Pontus Cemiyeti’nin varlık nedeni de ortadan kalktı.
Pontus sorunu, Lozan Barış Antlaşması ile tarihe karışmış olmasına rağmen, Yunanistan yapay olarak Pontus meselesini gündeme getirmeye devam etmiştir. Özellikle 1985 yılından itibaren sözde “Pontus Soykırımı” iddialarına hız vermiş, 19 Mayıs gününü sözde “Pontus Soykırımı’nı Anma Günü”olarak kabul eden tarihî gerçeklerle uyuşmayan bir yasa çıkarmıştır.
Taşnak Sütyun ve Hınçak Cemiyetleri
Amaçları Doğu Anadolu’da ve Çukurova yöresinde Ermeni Devleti kurmaktı. Ermeni Patriği Zaven Efendi tarafından yönetilen Hınçak Komitesi, Mavri Mira Cemiyeti ile de iş birliği yaptı.
ABD’nin desteğini almaya çalıştılar. Bunun üzerine, Amerikan mandasında kurulması tasarlanan Ermenistan Devleti meselesini incelemek için ABD Başkanı Wilson, General Harbord’ı (Harbırd) görevlendirmiştir.
Alyans İsrailit ve Makabi Cemiyetleri
Bu cemiyetlerin amacı Filistin’de İsrail Devleti’nin kurulmasını sağlamaktı. Osmanlı Devleti’nde yaşayan Yahudilerin ticari çıkarları için uğraşmıştır.