Batı Bloku veya Kapitalist Blok
Kasım 9, 2018II. Dünya Savaşı sonrasında SSCB’nin yayılma tehlikesi karşısında İngiltere Başbakanı Winston Churchill (Vinstın Çörçıl), ABD’ye bu tehdidi önlemek için çağrıda bulundu.
İngiltere, 21 Şubat 1947’de ABD’ye Türkiye ve Yunanistan’la ilgili uyarı niteliğinde iki nota verdi. Bu notalarda Türkiye ve Yunanistan’ın Batı savunması için önemi vurgulandı. Bu sebeple bu ülkelere askerî ve ekonomik yardım yapılması gerektiğini ancak İngiltere’nin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle bu yardımları yapamayacağını belirtti. İngiltere’nin Yunanistan’daki askerlerini de geri çekmek zorunda olduğu açıklandı. SSCB tehdidine karşı ABD’nin sorumluluk üstlenmesi istendi.
SSCB’nin girişimleri ve yayılmacı tutumu karşısında ABD Uzak Doğu’da, Doğu Akdeniz’de ve Orta Avrupa’da harekete geçti. Böylece II. Dünya Savaşı’nda müttefik olan ABD ile SSCB arasında savaş sonrasında iş birliği yerine çatışma süreci başlamış oldu. Batı Bloku’nun liderliğini üstlenen ABD, SSCB’yi çevreleme politikası izledi. ABD’nin Batı Bloku’nun liderliğini üstlenmesiyle İngiltere, Avrupa’daki üstünlüğünü ABD’ye bıraktı.
Özet Konu Başlıkları
Batı Blokunun Teşkilatları
SSCB’nin yayılmacı politikasının karşısında kendisini “Hür Dünya” olarak adlandıran Batı Bloku ülkeleri ABD öncülüğünde belli alanlarda teşkilatlanmalara gitti. Bu teşkilatlar askerî, ekonomik ve siyasi alanlarda gerçekleşti. Böylece II. Dünya Savaşı’nın getirdiği olumsuz şartlarla var olan SSCB tehdidine tek başına direnmesi mümkün olmayan ülkelerin bir araya getirilerek bu durum aşılmaya çalışıldı.
NATO ve Avrupa Konseyi gibi oluşumlar bu amaçla kuruldu. Ayrıca Truman Doktrini ve Marshall yardımı projesi de bu siyaseti destekleyen adımlardı.
Truman Doktrini
ABD Başkanı Harry S. Truman (Hery S. Truman), 12 Mart 1947’de Avrupa’yı desteklemek ve güçlendirmek için Truman Doktrini’ni ilan etti. Truman, Amerikan Kongresine sunduğu bildiride Türkiye ve Yunanistan’a yardım yapılması için kendisine yetki verilmesini istedi. Amerikan Kongresinde; SSCB tehdidine karşılık Yunanistan’a 300 milyon, Türkiye’ye de 100 milyon dolarlık yardımın yapılması kabul edildi.
ABD, Truman Doktrini ile iki temel amaca ulaşmaya çalıştı: Bu amaçlardan öncelikli olanı dünyanın neresinde olursa olsun SSCB’nin yayılmasını engellemek ABD’nin ekonomik ve siyasal hâkimiyetinin genişlemesini sağlamaktı. İkinci amaç ise SSCB tehdidine karşı Türkiye ve Yunanistan’a askerî yardım yapmaktı.
Marshall Planı
ABD, Avrupa’nın ekonomik yönden güçlü olduğu takdirde SSCB’nin siyasi yayılmacılığına karşı koyabileceğini düşünüyordu. Bu nedenle ABD, 1945- 1946 yılları arasında Batı Avrupa ülkelerine 15 milyar dolarlık yardımda bulundu. Ancak ABD’nin yardımları Avrupa’nın ekonomik ve siyasi sorunlarını çözmeye yeterli değildi.
ABD Dışişleri Bakanı George Marshall (Corç Marşal), 5 Haziran 1947’de yaptığı açıklamada ABD’nin, Avrupa’nın ekonomik kalkınması için yapacağı girişimden önce, Avrupa ülkelerinin kendi aralarında ekonomik iş birliği sağlamaları gerektiğini belirtti. Ancak bu iş birliği sağlandıktan sonra bir açık ortaya çıkarsa bu açığın kapatılması için ABD’nin yardımcı olabileceğini söyledi.