Büyük Millet Meclisinin Açılması (23 Nisan 1920)
Ekim 23, 2018İtilaf Devletleri İstanbul’u işgal ettiler ve Mebusan Meclisini basarak Millî Mücadele yanlısı milletvekillerini tutukladılar.
Mebusan Meclisi çalışamaz hâle geldi ve meclis kapatıldı. Bu sebeple Mustafa Kemal, meclisin işgalcilerin kontrolündeki İstanbul’da değil Anadolu’nun güvenli bir yerinde toplanmasını istiyordu. İstanbul’un işgalinin ardından yaşananlar Mustafa Kemal’i haklı çıkardı ve onun ne kadar ileri görüşlü olduğunu bir kez daha gösterdi.
Mustafa Kemal, 19 Mart 1919’da illere ve kolordu komutanlarına bir genelge göndererek olağanüstü yetkilere sahip bir meclisin Ankara’da toplanacağını bildirdi. Bunun için on beş gün içinde seçimlerin yapılarak milletvekillerinin belirlenmesini istedi.
İşgal altındaki İstanbul’dan kaçmayı başararak Ankara’ya gelebilecek Mebusan Meclisi üyelerinin de yeni meclisin doğal üyesi olduğunu belirtti (Görsel 2.15). Meclis, 23 Nisan 1920 Cuma günü, milletvekillerinin Hacıbayram Camii’nde halkla beraber cuma namazını kılmalarının ardından açıldı. 115 milletvekilinin katıldığı ilk gün toplantısına en yaşlı üye sıfatıyla, Sinop Milletvekili Şerif Bey başkanlık yaptı.
24 Nisan 1920 tarihinde yapılan toplantıda ise Mustafa Kemal, meclis başkanı seçildi. Mustafa Kemal aynı gün, meclisin yetkileri ve işleyişi ile ilgili görüşlerini bir önerge şeklinde sundu ve bunlar Meclis tarafından 1 No.lu Kararlar olarak kabul edildi.
1 No.lu Kararlar
- Hükûmet kurmak zorunludur.
- Geçici olarak bir hükûmet başkanı tanımak ya da bir padişah vekili ortaya koymak uygun değildir.
- Büyük Millet Meclisinin üstünde bir güç yoktur.
- Büyük Millet Meclisi, yasama ve yürütme yetkilerini kendinde toplamıştır.
- Mecliste seçilecek ve vekil olarak görevlendirilecek bir kurul hükûmet işlerine bakar. Meclis başkanı bu kurulun da başkanıdır.
- Padişah ve Halife baskı ve zordan kurtulduğu zaman Meclisin düzenleyeceği yasal ilkeler içinde durumunu alır.
BMM’nin açılmasıyla millî egemenliğe dayalı, tam bağımsızlığı hedefleyen yeni bir devlet kuruldu. Osmanlı Parlamentosunun aksine azınlık temsilcilerinin olmadığı bu meclis, millî bir nitelik taşımaktaydı.
Kurtuluş mücadelesini yürüten ve başarıya ulaştıran bu I. BMM, hem yeni bir devlet kurması hem yeni bir anayasa kabul etmesi nedeniyle, kurucu meclis özelliği taşımaktadır. Birinci meclis, savaş koşullarında kararların hızlı alınıp uygulanmasını sağlamak amacıyla güçler birliği ilkesini benimsemiştir.