Çok Partili Siyasal Hayata Geçiş
Kasım 9, 2018Demokrat Partinin kurulmasıyla Türkiye’de çok partili siyasal hayat tekrar başladı.
Celal Bayar, Adnan Menderes, Fuad Köprülü ve Refik Koraltan tarafından kurulan DP’nin genel başkanlığına Celal Bayar getirildi. CHP’den ayrılan milletvekilleri tarafından kurulan DP’nin programı ile CHP arasında çok büyük farklılıklar yoktu. DP’nin parti programında, Atatürkçülüğün altı temel ilkesine bağlı kalınacağı belirtildi.
CHP’nin devletçi ekonomi anlayışı ile laiklik konusundaki uygulamaları ise dolaylı bir şekilde eleştirildi. Demokrat Partinin parti programı, CHP’den farklı olarak, “siyasette demokrasi” ile “ekonomik hayatta liberalizm” ilkelerine dayandırıldı.
5 Haziran 1946’da hükûmet tarafından hazırlanan Seçim Yasası Tasarısı, TBMM’de oy çoğunluğu ile kabul edilerek yasalaştı. Buna göre seçimler, “açık oy, gizli sayım” yöntemiyle yapılacaktı. Artık mecliste grubu bulunan Demokrat Parti, yöntemin demokratik ve güvenilir olmadığını belirtti ve bu tasarıya karşı çıkarak tepki gösterdi. DP’nin muhalefeti, alınan kararlara tesir etmedi. Önceden iki aşamalı olarak yapılan seçimlerin tek dereceli olarak yapılması teklifine ise DP olumlu yaklaştı.
Demokrat Parti’ye CHP Oyunu
CHP, 1947’de yapılacak olan milletvekili genel seçimlerini bir yıl öne aldı. Seçimlerin 21 Temmuz 1946’da yapılması kararlaştırıldı. Seçimlerin erkene alınması nedeniyle DP, ülke genelindeki parti örgütlenmesini tamamlayamadan seçimlere katılmak zorunda kaldı. 21 Temmuz 1946’da yapılan erken genel seçimde, CHP dışında milletvekili çıkarabilen tek siyasal parti DP oldu. Bu seçimlerde CHP 395, DP 64, Bağımsızlar 6 milletvekili çıkarttı.
Demokrat Parti; açık oy, gizli sayım yöntemi nedeniyle seçimde usulsüzlüklerin yaşandığını belirtti ve seçim sonuçlarına itiraz etti. Ancak DP’nin yaptığı itirazlar sonuç vermedi. 1946’da yapılan seçim, Türk siyasi tarihinin tek dereceli ve çok partili ilk genel seçimleri oldu.
Tek Dereceli Gizli Oy ve Açık Sayım
16 Şubat 1950’de TBMM’de yeni seçim yasası kabul edildi. Seçimlerin tek dereceli, gizli oy ve açık sayım esasına göre yapılması kararlaştırıldı. Seçimler yargı denetimine alındı. Seçimleri yönetmek amacıyla Yüksek Seçim Kurulu kuruldu. Adnan Menderes, yeni seçim yasasını “Demokrasinin Sakarya Zaferi” olarak nitelendirdi. Fakat DP’nin karşı çıkmasına rağmen seçimlerde çoğunluk sistemi uygulaması devam etti. 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimler DP’nin zaferiyle sonuçlandı.
Seçimlerde çoğunluk sistemi uygulandığı için, DP ile CHP arasında oy oranı bakımından çok büyük bir fark olmamasına rağmen, iki partinin milletvekili sayılarında büyük farklılık oluştu. Böylece 14 Mayıs seçimleriyle, 27 yıl süren tek parti iktidarının ardından, ilk defa halkın oylarıyla Türkiye’de siyasi iktidar değişmiş oldu.
Milletvekili seçimlerinin ardından Demokrat Parti büyük bir çoğunlukla iktidara geldi. 22 Mayıs 1950’de toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi, DP genel başkanı Celal Bayar’ı cumhurbaşkanı olarak seçti. Refik Koraltan da TBMM başkanı seçildi. Celal Bayar’ın ardından DP genel başkanlığına ise Adnan Menderes getirildi.
1950 seçimlerinde Demokrat Parti’nin iktidara gelişiyle yeni bir siyasi dönem başladı. Bu dönemi değerlendiren eski Cumhurbaşkanı İsmet İnönü: “Benim en büyük yenilgim en büyük zaferim oldu.” Sözleriyle demokrasiye olan inancını ve bağlılığını dile getirmiştir.