Halifeliğin Kaldırılması (3 Mart 1924)
Ekim 30, 2018Hz. Muhammed’in vefatından sonra İslam toplumunun dinî ve siyasi liderine “Halife” unvanı verilmişti.
Halifeler, Dört Halife Dönemi’nde bir nevi seçimle belirlenmişti. Fakat daha sonra, Emeviler ve Abbasiler dönemlerinde halifelik saltanata dönüşmüştü. Halifelik, 1517’de Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethetmesiyle Osmanlı hanedanına geçti.
Osmanlı padişahları, Yavuz Sultan Selim Dönemi’nden itibaren halifeliği üstlenerek İslam dünyasında yapıcı ve birleştirici bir rol oynadılar. Özellikle Osmanlı Devleti’nin gerileme ve dağılma dönemlerinde halifelik unvanı daha öne çıkarılmış, böylece İslam dünyasının sömürgeci saldırılar karşısında bir arada tutulması hedeflenmişti. Fakat zaman içerisinde yaşanan gelişmelerle birlikte, halifeliğin siyasi etki alanının sınırlı olduğu görüldü. Özellikle Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı sırasında, milliyetçilik akımının etkisiyle, bazı Müslüman toplumlar Osmanlı Devleti’nden ayrılmak için başkaldırdılar. Bu durum, halifelik makamının siyasi etkisini kamuoyunun gözünde küçülttü.
1 Kasım 1922’de saltanatın kaldırılması ile Osmanlı Devleti sona ermiş oldu. Fakat halifelik makamına dokunulmadı. Siyasi yetkilerinden soyutlanmış olarak Osmanlı hanedanına bırakılan halifelik makamı, bilhassa cumhuriyetin ilanından sonra, yapısı ve hedefleri belirginleşmeye başlayan yeni devlet yapısı ile çelişmeye başladı.
Osmanlı Devletinin Son Halifesi
Son Halife Abdülmecid Efendi’yi her ne kadar TBMM seçmiş olsa da Abdülmecit Efendi’nin kendisini meclisin üzerinde görmesi ve meclisi denetim altına almak istemesi millî egemenliğe ters düşmekteydi. Ayrıca devlet yönetiminde hem Cumhurbaşkanı hem de Halife’nin olması, devletin yapısında ikilik meydana getirmekteydi.
Tüm bunlarla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’nin millî bir devlet olması ve laik bir sisteme hazırlanması, milletlerarası ve dinî nitelikler barındıran halifelik makamının yeni rejimle uyuşamayacağını gösterdi. Halifeliğin kaldırılmasında, halifeliğin cumhuriyet düşüncesine ters düşmesi yanında dönemin siyasi şartları da etkili oldu. Özellikle yeni rejime ters düşen bazı siyasi isimlerin İstanbul’da Halife etrafında yoğunlaşması, Cumhuriyet yönetimini bu konuda harekete geçirdi.
3 Mart 1924’te dönemin Urfa Milletvekili Şeyh Saffet Efendi ve 53 arkadaşının verdiği kanun teklifi TBMM tarafından kabul edildi ve böylece halifelik makamı kaldırıldı.
Halifeliğin kaldırılması ile birlikte Halife Abdülmecid Efendi ve bütün Osmanlı hanedanı yurt dışına çıkarıldı. Sonuçta devlet sisteminde var olan ikilik kaldırıldı ve ileriki yıllarda yapılacak olan inkılapların önü açıldı. Laik yönetimi geçmede önemli bir adım daha atıldı.
Aynı gün TBMM’ye sunulan kanun tekliflerinin kabulü ile Erkan-ı Harbiye Reisliği ile Şer’iye ve Evkaf Vekâletleri de kaldırıldı. Böylece ordu ve din işleri siyasetten ayrıldı.