Kuvay-ı Milliye Direnişi: Bağımsızlık Ruhu
Ekim 22, 2018Kuvay-ı Millîye, Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra, vatanı işgal eden düşmanla mücadele eden ve azınlık faaliyetlerine karşı çarpışan silahlı grupları ve onlara maddi, manevi ya da fikirsel yardımda bulunan herkesi kapsamaktadır.
Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra Osmanlı toprakları, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlandı. Bu duruma Osmanlı devlet adamlarının, özellikle de Damat Ferit Paşa Hükûmeti’nin seyirci kalması, üstelik halka sükûnet tavsiye etmesi, halkın harekete geçerek kendini savunmasını gerekli kıldı. Ayrıca İtilaf Devletleri’nin azınlık çetelerinin yaptığı eylemlere göz yummaları hatta onları kışkırtmaları, güvenlik sorunlarını iyice artırmıştı.
Osmanlı ordularının dağıtılmış olması ve güvenlik güçlerinin etkisizleştirilmesi, Türk halkını bu saldırılar karşısında tamamen savunmasız bırakmıştı.
Türk milleti, Mondros Ateşkes Anlaşması’ndan sonra başlayan işgallere, azınlıkların emellerine ve taşkınlıklarına karşı, vatanı koruma ve bağımsız yaşama isteği doğrultusunda örgütlenmeye başladı. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan direniş hareketine ve teşkilata Kuvay-ı Millîye (Millî Kuvvetler) adı verilmiştir.
Vatanseverlerin işgal kuvvetlerine ve azınlık çetelerine karşı ülkenin değişik yerlerinde oluşturdukları bu direniş birlikleri, yani Kuvay-ı Millîye birlikleri, yerel halk kahramanlarının liderliğinde, gönüllülük esasına göre oluşmuştu. Bir merkezden idare edilmedikleri gibi, her türlü ihtiyaçlarını da bölgelerindeki halktan temin ediyorlardı. Özellikle Ege Bölgesi’nde, Karadeniz’de ve Güney Cephesi’nde; Ethem, Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, Şahin Bey, Kara Fatma ve İpsiz Recep isimleri öne çıkan yerel halk kahramanlarıdır.
İşgallere Karşı İlk Direniş Hareketi
İşgallere karşı ilk direniş hareketi, 19 Aralık 1918’de Fransızlara karşı, Güney Cephesinde, Hatay’ın Dörtyol ilçesinde başladı. Urfa, Antep ve Maraş’ta Fransızlara ve Ermenilere karşı yapılan savaşlar, Millî Mücadele tarihimizde destanlaşmıştır.
İzmir’in işgali ile birlikte Ege Bölgesi’nde de direniş hareketleri başladı. Ayvalık, Nazilli, Salihli ve Ödemiş cepheleri oluşturuldu. Alaşehir ve Balıkesir Kongreleri ile bu güçler birleştirilmeye çalışıldı. Nihayet Sivas Kongresi’nde, Batı Anadolu Kuvay-ı Millîye Komutanlığı adı altında dağınık olarak mücadele eden güçler birleştirildi. Başına Ali Fuat Paşa getirildi ve Batı Cephesi kurulmuş oldu.
Kuvay-ı Millîye birlikleri, Yunan ordusuna ve Rum çetelerine karşı mücadele ederek işgal güçlerinin ilerleyişini yavaşlattılar. Türk köylerini, Rum ve Ermeni çetelerinin baskınlarından korudular. Millî Mücadele’nin örgütlenmesine zaman kazandırdılar. İç ayaklanmaların bastırılmasında görev aldılar. Millî Mücadele ruhunun güçlenmesine, mücadele azminin artmasına katkıda bulundular.
BMM’nin açılmasından sonra, 1920’de düzenli orduya geçilmesi kararı ile Kuvay-ı Millîye birlikleri yerini subayların emir ve komutası altındaki düzenli birliklere bıraktı.