Misak-ı Millinin Kapsamı
Haziran 13, 2019Misâk-ı Millî, devletin ve milletin geleceğinin haklı ve devamlı bir barışa ulaşabilmesi için aşağıdaki kararları kapsamaktadır.
- 30 Ekim 1918 tarihli Mondros mütarekesi imzalandığı zaman, düşman kuvvetlerinin işgali altında bulunan ve çoğunluğu Arap olan yerlerin kaderi, bölge halkının serbestçe verecekleri oylara göre belirlenmelidir.Mütareke çizgisinin içinde ve dışında kalan bu yerlerin İslâm ve soyca bir olan Osmanlı çokluğunun oturduğu bölgelerin hepsi, hüküm ve fiil bakımından, Anayurttan hiçbir şekilde ayrılmaz bir bütündür. (Bu hüküm; Kuzey Irak’taki Musul, Süleymaniye, Erbil ve Kerkük bölgeleri Türkleri ile Kuzey Suriye’deki Raka, Halep, Antakya ve İskenderun kesimlerindeki Türklerin anayurttan kopartılamayacağını belirtmektedir.
Kıbrıs Adası da Devletler Hukuku bakımından Türkiye’ye ait olduğundan, 1914 sonunda İngiltere tarafından tek taraflı ilhâkı hükümsüz sayılır. Görüldüğü üzere, kesin bir sınır belirlenmemekte, Türk ve Müslüman çoğunluğun bulunduğu bütün toprak parçaları vatanın sınırları içinde kabul edilmektedir. Peki, o halde bugünkü Türkiye’nin sınırları “Misâk-ı Millî sınırları” mıdır?).
- Türkiye ile yapılacak barışa bırakılan, Batı Trakya’nın hukukî durumunun belirlenmesi de, halkın tam bir serbestlikle verecekleri oylarıyla belirlenmelidir. (Bu madde ile; merkezi Gümülcine şehri olan ve Balkan Savaşı sırasında 1913’de Bulgaristan’a bırakılma felâketine uğrayan, 1917’de Fransız Ordusu’nun da yardımıyla Yunanistan işgâline geçen Batı Trakya’da ahâlinin � kadarı Türk, kadarı da Rum, Bulgar, Çingene ve başka unsurlardan ibaretti. Yunanistan’daki �’lik Türk nüfusa ne olduğunu bugün kendi kendinize sorarsanız, Batı Trakya’da yaşayan Türk halkının yaşadıklarını daha iyi anlayabilirsiniz.)
- Halkı, ilk serbest kaldıkları sırada (Haziran 1918), verdikleri oylarıyla Anayurda katılma kararını belirten Elviye-i Selâse (=Üç Sancak; Kars, Ardahan, Batum) için gerekirse yeniden serbestçe oylama yapılmalıdır.(1878 Osmanlı-Rus Harbi sonrasında Ruslar’a “savaş tazminatı” olarak bırakılan bu üç sancak bölgesi, 3 Mart 1918 Brest Litovsk Antlaşması’yla Rusya tarafından Osmanlı Devleti’ne bırakılmıştı. Ancak 30 Ekim 1918 mütarekesiyle adı geçen yerlerden çekilmek zorunda kaldık. 13 Nisan 1919’da İngilizler tarafından işgâl edilen bu topraklardan, Kars Ermeniler’e, Ardahan ve Batum da Gürcüler’e peşkeş çekildi. Ancak bölge halkının çoğunluğunun Türk olması, halkoylaması isteğini gündeme getirmiştir.
Böylece, a. Arapların oturdukları yerler, b. Batı Trakya ve c. Ardahan, Kars, Artvin olmak üzere üç bölgede referandum istenmiştir.)
- İslâm halifeliğinin, Osmanlı Saltanatı’nın ve Hükümeti’nin merkezi olan İstanbul ile Boğazların güvenlikleri korunmalıdır. İstanbul ve Marmara’nın güvenliği, her türlü tehlikeden uzak olmalıdır. Boğazlar’dan serbestçe ticaret yapılması sağlanmalı ve ulaştırma, ilgili devletlerin oy birliği ile verecekleri karara uygun olarak yapılmalıdır. ( Boğazlar Komisyonu).
- Azınlıklara, komşu ülkelerdeki Türk ve müslüman halka tanınmış olan haklardan daha fazla haklar verilemez. (Bizdeki azınlıklara hak verilmesini isteyen yabancı devletlere, komşu ülkelerdeki Türk ve müslüman halka verilecek hak kadar hak verileceği uyarısında bulunulmaktadır.)
- Millî ve ekonomik gelişmemizi sağlamak amacıyla, tam serbestî ve bağımsızlık sağlanması, siyasî, adlî, malî gelişmemize engel olan sınırlamaların kaldırılması gerekecektir. (Kapitülasyonlara ilk tepkidir.)
Misak-ı Milli’nin Önemi ve Sonuçları
- Bu bildiri ile millî ve bölünmez bir Türk ülkesinin sınırları belirlenmiştir.
- Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararlardan sonra, Misâk-ı Millî ile Türkler, tam bağımsızlık bilincine erişmişlerdir.
- Ali Rıza Paşa Hükümeti istifa edecek ve yerine Salih Paşa hükümet kuracaktır.