Mondros Ateşkes Anlaşması’na Yönelik Tepkiler
Ekim 22, 2018İstanbul Hükûmeti’nin Tepkisi: Mondros Ateşkes Anlasması dört yıldır devam eden savaşı bitirdiği ve beklenen barışı getirdiği düşüncesiyle, İstanbul Hükûmeti tarafından olumlu karşılandı. Sadrazam Ahmet İzzet Paşa, İttifak Devletleri’nde yer alan diğer devletlerle imzalanan ateşkeslerin koşullarına kıyasla Mondros’u olumlu bulduğunu açıklamıştır.
Mondros’tan sonra hükûmette yaşanan iç karışıklıklar nedeniyle Ahmet İzzet Paşa Hükûmeti istifa etti. Tevfik Paşa yeni hükûmeti kurdu. Padişah anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanarak Mebusan Meclisini dağıttı. İşgalcilerin baskıları karşısında Tevfik Paşa Hükûmeti de padişaha istifasını sundu ve yerine İngilizleri destekleyen politikalar izleyen Damat Ferit Paşa Hükûmeti kuruldu.
Mustafa Kemal’in Tepkisi: Mondros Ateşkes Anlasması imzalandığında, Alman General Liman Von Sanders’in (Liman Fon Sanders) yerine Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı’na tayin edilen Mustafa Kemal, antlaşmanın çok ağır şartlar içerdiği ve bağımsızlıkla bağdaşmayan bir antlaşma olduğu konusunda İstanbul Hükûmeti’ni uyarmaya çalıştı. Nitekim Mustafa Kemal’in dediği gibi oldu ve Mondros’un imzalanmasıyla beraber işgal faaliyetleri başladı.
İngilizlerin İskenderun’a yönelmesi üzerine, emrindeki kuvvetlerle işgallere karşı koyma kararı alan Mustafa Kemal, İstanbul Hükûmeti’nin tepkisiyle karşılaştı. İstanbul Hükûmeti, İngilizlerin ateşkes şartlarına göre hareket ettiğini, karşı koymak yerine ateşkesi bozmamak adına İskenderun’un teslim edilmesini istedi. Böylece 9 Kasım 1918’de İskenderun, İngilizler tarafından işgal edildi. Mustafa Kemal, yaşanan bu gelişmeler karşısında sadrazama çektiği telgrafla işgallere karşı tepkisini belirtmiştir.
10 Kasım 1918’de Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı lağvedildi ve Mustafa Kemal, Harbiye Bakanlığı emrine alınarak İstanbul’a çağrıldı. 13 Kasım 1918’de Mustafa Kemal, İstanbul’a geldiğinde Dolmabahçe Sarayı önlerinde demirli olan işgal donanmasını görünce: “Geldikleri gibi giderler.” sözleriyle tepkisini gösterdi.
Halkın tepkisi: Halkın büyük bir çoğunluğu, başlayan işgallerle beraber İstanbul Hükûmeti’nin tepkisiz kalması nedeniyle kendiliğinden örgütlenmeye başladı. Halk, işgal güçleri karşısında bulundukları bölgeleri korumak için direniş cemiyetleri kurdu, miting ve protestolarla işgallerin haksızlığını tüm dünyaya duyurmaya çalıştı. Daha sonra Kuvay-ı Millîye’yi oluşturan halk işgalci güçlere karşı silahlı mücadeleye geçerek yaşadıkları toprakları korumaya çalıştı.