Sevr Antlaşması ve Maddeleri (10 Ağustos 1920)
Aralık 22, 2018İtilaf Devletleri, I. Dünya Savaşı’nın yenilen devletleriyle Paris Barış Konferansı’nda çok ağır şartlar taşıyan barış antlaşmaları imzaladılar. Ancak Osmanlı Devleti ile imzalanacak antlaşma şartlarında görüş birliğine varamadılar ve bu şartların daha sonra görüşülmesine karar verdiler.
Osmanlı Devleti ile imzalanacak antlaşma şartlarını belirlemek için İngiltere, Fransa ve İtalya birkaç kez daha bir araya geldilerse de ortak bir karara varamadılar. Yine de bu süreçte İstanbul’u işgal edip Osmanlı Devleti’ni baskı altında tutmaya çalıştılar.
İtilaf Devletleri son olarak İtalya’nın San Remo şehrinde yeni bir konferans topladılar. Oldukça kalabalık olan konferanstan herkesin bir amacı vardı. Ortak amaçları ise Osmanlı Devleti’ni parçalamak hatta tarih sahnesinden silmekti. Osmanlı tarafının görüşünü almaya dahi gerek duymadılar. Konferans sonunda bir antlaşma taslağı hazırlayıp Osmanlı yönetimine sundular. Osmanlı yöneticileri, çok ağır şartlar taşıyan bu antlaşmayı başlangıçta reddetseler de artan baskılar sonucu imzalamak zorunda kaldılar.
Sevr Antlaşması Maddeleri
- Doğu Trakya, Batı Anadolu ve Ege adaları Yunanistan’a bırakılacak.
- Suriye Fransa’ya, Arabistan ve Irak İngiltere’ye, Güneybatı Anadolu, Rodos ve On İki Ada İtalya’ya bırakılacak.
- Doğu Anadolu’da iki yeni devlet kurulacak.
- İstanbul, Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak kalacak fakat azınlıkların hakları gözetilmezse şehir Türklerin elinden alınacak.
- Azınlıkların hakları genişletilecek.
- Boğazlar; içinde Türklerin bulunmadığı uluslararası bir komisyon tarafından yönetilecek, savaş zamanı dahi bütün gemilere açık olacak. Bu komisyonun ayrı bütçesi ve bayrağı
- Zorunlu askerlik kaldırılacak, asker sayısı sınırlandırılacak ve ordunun ağır silahı
- Osmanlı Devleti savaş tazminatı ödeyecek.
- Kapitülasyonlardan bütün devletler
- Osmanlı Devleti’nin maliyesi İtilaf Devletlerinin denetiminde olacak.
Sevr Antlaşması Osmanlı Devleti’ni paramparça edip Türk milletini de yok etmeyi hedefleyen bir ölüm fermanıdır. Avrupalı devletler, asırlardır hayalini kurdukları “Türkleri yok etme” planlarının gerçekleşeceğini düşünmüşlerdir. Ancak bu antlaşma ölü doğmuş, hiçbir zaman yürürlüğe girmemiştir. Çünkü Osmanlı Anayasası’na (Kanun-i Esasi) göre uluslararası bir antlaşmanın yürürlüğe girebilmesi için meclis tarafından onaylanması gerekmektedir. Oysaki Sevr Antlaşması, fiilen işbaşında olmayan Mebusan Meclisi tarafından onaylanmamıştır.
Osmanlı Hükûmeti tarafından “Saltanat Şurası” adı altında oluşturulan bir komisyon tarafından bu antlaşma onaylanmışsa da hukuki geçerliliği yoktur.
Mustafa Kemal ve Meclis Sevr’i Reddetti
Sevr Antlaşması BMM tarafından kesinlikle reddedilmiş, bu antlaşmayı imzalayanlar vatan haini ilan edilmiştir. Mustafa Kemal de “Siyasal bağımsızlığımızı, adli, ekonomik ve mali hayatımızı yok etmeye ve sonucunda yaşama hakkımızı ortadan kaldırmaya yönelmiş Sevr Antlaşması bizce yoktur.” diyerek Sevr Antlaşması’nı kesinlikle tanımadığını daha o günlerde ilan etmiştir.
Vatansever hiçbir insanın ve vicdanın kabul edemeyeceği kadar ağır şartlar taşıyan Sevr Antlaşması Türk milleti tarafından da tepkiyle karşılanmış ve reddedilmiştir. Yine de bu antlaşma Türk milletini asla karamsarlığa sürüklememiş, tam tersine istiklal azmini daha da artırmıştır. Nihayet “Ya istiklal ya ölüm!” parolasıyla yürütülen Millî Mücadele sonunda, Sevr Antlaşması hükümsüz bırakıla- rak yerine Lozan Antlaşması imzalanmıştır.