Trablusgarp Savaşı: Garp Ocakları Sönerken (1911 – 1912)
Eylül 24, 2018Osmanlılar Kuzey Afrika’daki Trablusgarp, Tunus ve Cezayir için “garp ocakları” tabirini kullanırlardı.
Tunus ve Cezayir Fransa tarafından işgal edilmiş, Osmanlı Devleti’nin elinde Trablusgarp kalmıştı.
Siyasi birliğini geç tamamladığı için sömürge yarışında geride kalan İtalya, gelişen sanayisine ham madde ve pazar bulabilmek için Osmanlı Devleti’nin Kuzey Afrika’daki son toprağı olan Trablusgarp’a saldırdı (29 Eylül 1911).
Osmanlı yönetimi, Trablusgarp’ı savunabilmek için bazı subayları gizlice bölgeye gönderdi. Aralarında Mustafa Kemal’in de bulunduğu bu subaylar kılık değiştirerek Trablusgarp’a gittiler.
Mustafa Kemal önce vapurla Mısır’ın İskenderiye şehrine, oradan da “Mustafa Şerif” takma adıyla bir gazeteci olarak Trablusgarp’a geçti. Trablusgarp’a geçen Mustafa Kemal ve Enver Paşa gibi subaylar yerli halkı teşkilatlandırarak onları İtalyanlara karşı direnişe geçirdiler.
Derne ve Tobruk’ta uygulanan bu taktik başarılı oldu. İtalyanlar sahil şeridinden öteye geçemediler. Bu durum üzerine İtalyan donanması harekete geçerek Ege Denizi’ndeki On İki Ada’yı işgal etti. Ardından Osmanlıların “Kale-i Sultaniye” adını verdikleri Çanakkale Boğazı’na saldırdı ancak başarılı olamadı.
Trablusgarp Savaşı devam ederken Balkanlarda da savaş çıktı. Böylelikle iki ateş arasında kalan Osmanlı Devleti, İtalya ile olan savaşını sonlandırmak zorunda kaldı. İmzalanan Uşi Antlaşması (18 Ekim 1912) ile Trablusgarp İtalya’ya bırakıldı ancak Trablusgarp halkının dinî yönden Osmanlı halifesine bağlı kalması kabul edildi.
Böylece Osmanlı Devleti, Yavuz Selim Devri’nde ayak bastığı Afrika kıtasından tamamen çekildi. Uşi Antlaşması gereği, İtalya’nın savaşta işgal ettiği On İki Ada’yı Osmanlı Devleti’ne geri vermesi gerekiyordu.
Osmanlı yönetimi, Yunan işgalinden çekindiği için adaların Balkanlardaki savaş bitene kadar İtalya’da kalmasını istedi. Ancak İtalya bu adaları bir daha Osmanlı Devleti’ne iade etmedi.